Uyuşturucu madde bağımlılığı,  son yıllarda bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de, başta gençlerimiz olmak üzere çocuk ve ergenler arasında kullanımı hızla artmaktadır. Kullanım yaşının her geçen gün düşmesi geleceğimizin büyük bir tehlike altında olduğunu göstermektedir. Madde bağımlılığı sorunu sadece Ülkemizin değil bütün dünyayı dolayısı ile tüm insanlığı tehdit eden biyolojik, ruhsal, ekonomik ve sosyal boyutları olan çağımızın en ciddi ve kapsamlı toplumsal sorunlarından birisidir. Bakın sağlık sorunu demiyorum. Bu nedenle bu konu üzerinde biraz durmak istiyorum.

Alkol, Sigara ve Uyuşturucu madde bağımlılığını 3 katlı dışarıdan oldukça cazibeli görünen bir alış-veriş merkezlerine benzetebiliriz. Bu alış-veriş merkezlerine girmek çok kolaydır. Çok rahat girilebilen bu yerlerin 1. Katında gençlerimizi bekleyen ilk tuzak masum bir şey olduğu zannedilen sigaradır. 2. Katında alkol veya ikram edilen bir bardak  biradır. Artık kafese giren kuş misali buradan dışarı çıkmak, hayal dünyasından kurtulup gerçek dünyaya ulaşmak hiç de kolay değildir. Binanın 3. katında ise insanı sonun başlangıcına taşıyacak, her geçen gün insanı toplumdan uzaklaştırıp yalnızlığa, yoksulluğa ve yasadışı eylemlere sürükleyecek uyuşturucu maddeler kafese giren kurbana ikram edilir. Binanın en üst katında 3 yol vardır. Bunlardan birisi cezaevine, birisi hastaneye, diğeri ise kabristana gitmektedir. 

Uyuşturucu maddeler kullanıldıkları andan itibaren merkezi sinir sistemini of (kapalı) konumuna getirmektedirler. Kullanım sonucunda kişide sahte bir mutluluk, sonrasında ise ruhsal ve bedensel olarak büyük bir çöküntü meydana getirirler. Netice itibariyle tüm uyuşturucu maddeler; adı sanı, şekli, kullanım yöntemi ve miktarı ne olursa olsun kullanıldıkları andan itibaren vücutta bağımlılık sürecini başlatır ve bağımlı yaparlar...

Günümüzde uyuşturucu sorununun çözümünde başarı; ancak arz-talep ve rehabilitasyon aşamalarında eşit ağırlıkta ve aynı yoğunlukta mücadele etmek suretiyle sağlanabileceğine inanıyorum.

Madde bağımlılığı ile mücadelede en etkili yol, bireylerin bilinçlenmesi ve uyuşturucu maddeleri kullanmaya hiç başlamamasıdır. Bu noktada önleme faaliyetleri büyük önem taşımaktadır.

 Sevgili Anne ve Babalar; ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!

 Geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz etkilenmeye çok açık bir potansiyeldir. Çocuklarımızı özellikle ergenlik döneminde zehirlemek isteyen kişilere karşı çok duyarlı ve uyanık olmalıyız. Çocuklarımızı sürekli olarak gözlemlemeli onların ne yaptıklarını, nereye gittiklerini bilmeli onları başka bir tabir ile başı boş bırakmamalıyız. Onların boş zamanlarını kitap okumaya, spor yapmaya vb. toplum tarafından kabul gören olumlu faaliyetlere yönlendirmeliyiz.

İnsanlarımız maalesef, kış aylarında gribe, yazın kene vakalarına ve özellikle de Korona virüse  gösterdikleri hassasiyeti, aldıkları koruyucu önlemleri uyuşturucu madde bağımlılığına karşı almamaktadırlar. Hızla yayılan ve başlama yaşı her geçen yıl düşen uyuşturucu konusunda, lütfen gerekli hassasiyeti gösterelim.

Korona virüs  TMM (Temizlik-Maske-Mesafe) kurallarına uyma, sağlıklı beslenme ve aşı olunarak bu hastalıktan korunabilinmektedir.  Ama bağımlılığın henüz bir aşısı yoktur. Ve alınan gıdalarla da bu virüsten tamamen kurtulmak mümkün değildir. 

 Mustafa Kemal Atatürk’ün Sakarya Muharebesi sırasında “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunmaz.” demek suretiyle düşman işgali altındaki ülkemizin sadece bir kısmında oluşturulan bir savunma hattının yeterli olmayacağını, bütün vatanı içine alan bir savunma ile yapılabileceğini ifade etmektedir.

 Bu nedenle;

Madde bağımlılığını önlemeye yönelik yapılan mücadelede sadece polisiye tedbirlerle veya birkaç kurumun, derneğin çabalarıyla bu problem çözülemez. Bu sorunun çözümü ancak; arza yönelik yapılan etkili mücadelenin yanında talep azaltımı ve rehabilite safhalarıyla da aynı kararlılıkla; tüm kamu kurum ve kuruluşları, Belediyeler, üniversiteler,  sivil toplum örgütleri, yazılı-görsel-işitsel medyamız ile ülkemizin her karış toprağında aynı kararlılıkla ve topyekun mücadele edilmesi ile mümkün olacağı  kanaatindeyim.

Gelin el birliği ve güç birliği yaparak bu mücadeledeki yerimiz alalım. Madde kullanımıyla mücadele kapsamında verdiğim konferanslarda da ifade ettiğim gibi; hemen herkes, madde bağımlısı olma konusunda risk altındadır. Kimse ‘ben madde bağımlı olmam’ veya ‘benim çocuğum madde kullanmaz’ diyemez. Dolayısıyla insanlık adına böyle kutsal bir mücadele veren her kurum ve örgütteki insanlar: sokakta yaşayan, hayata tutunmaya çalışan, bağımlı hale gelme riski yüksek herkese el uzatmalıdır.

Nasıl ki; otoyolda radarla hız kontrolü yapması gereken saatlerde bu görevini yerine getirmeyen bir trafik polisi, o güzergahta meydana gelebilecek tüm kazalardan, bu kazalarda ölenden, yaralanandan maddeten ve kamu vicdanında sorumlu ise; tüm insanlığı tehdit eden, bağımlılık yapan maddelerin arzı ile mücadele etmeyen, talep azatlımı konusunda üzerine düşen vazifeyi yapmayan herkes, bu bataklıkta ölen, öldüren, ortada yetim ve öksüz kalan, hastanelerde, hapishanelerde zayi olan insanlardan da sorumludur. İnsanı Yaşat ki, devlet yaşasın…

Mustafa Yücel

Bağımlılık Danışmanı ve

Narkotik Uzmanı

 

26 Ağustos 2021

İzmir