Danışman kavramı oldukça geniş ve kapsayıcıdır. Belirli bir alanda uzman olan ve o konuda en faydalı ve karlı çözümleri sunan kişiler danışman olarak adlandırılır. Danışmanlar ilaç yazmazlar. İlaç yazma yetkisi sadece doktorlara verilmiştir. İlaç tedavisinin gerekli görüldüğü durumlarda ilgili yerlere yönlendirme yapmaktadır.
Danışanlarla yapılan tüm görüşmeler seansta paylaştığınız her mesleki etik kuralları çerçevesinde gizli kalmaktadır. Çiftlerle yapılan görüşmelerde bile partnerlerden birinin verdiği bilgiler onun izni olmaksızın diğer partnerle kesinlikle paylaşılmaz. Sizin yazılı onayınız alınarak ancak bir üçüncü kişi ile paylaşılır. Kendinize ya da başkalarına yönelik ciddi zarar verme durumu söz konusuysa danışman gerekli girişimlerde bulunma hakkına sahiptir.
Seans süresi 45 dakika ile 1 saat arasında sürmektedir.
Her seans aynı şekilde ücretlendirilmek ile birlikte nakit ya da seanstan bir gün yani 24 saat öncesine kadar EFT/Havale ile ödeme yapılmalıdır.
Kişiden kişiye göre değiştiği gibi bağımlılığın derecesine göre değişkenlik gösterir. Ancak genellikle İlk başlarda haftalık olarak seanslara katılmanız tavsiye edilir. Çünkü bu, sorununuz ile alakalı ivme yaratmaya yardımcı olur ve şikayetiniz hakkındaki stratejileri erkenden uygulamaya koyabilmenize de olanak sağlar. Danışmanlık ilerledikçe seansların aralığı kademeli olarak iki hafta ve daha sonra da aylık (veya daha uzun) olacaktır.
Her problemin birden fazla nedeni olmakla beraber bu nedenler probleme özgü olmaktadır. İhtiyaç duyulan seansların sayısı, kişinin içinde bulunduğu durumlara bağlı olarak bireyler arasında değişir. Uzman personel ilk değerlendirmeyi tamamlayıp sizinle destek durumunuzu ve hedeflerinizi görüştükten sonra ihtiyaç duyabileceğiniz yaklaşık seans sayısını sizinle paylaşacaktır. Psikolojik sorunların çözüm süresini belirleyen bir çok faktör sayılabileceği gibi bu süreyi önceden bilmek imkansızdır. Bu şekilde sizlere net bir süre veren kişi ve kurumlardan uzak durmanızı öneririz. Bu genellikle ilk veya ikinci seansın sonunda olur.
Pazar günü hariç her gün sabah 10:00 akşam 19:00 saatleri arasında hizmet vermekteyiz.
Uyuşturucu madde tehlikesi sokakta hiç tanımadığınız birisinden gelmez.Hep tanıdık birilerinden gelecektir.Örneğin; sokakta hiç tanımadığınız birisi bir bardak su verdiğinde içmeyiz. Nedeni onları tanımadığımızdan tereddüt yaşarız. Endişelenerek su teklifini reddederiz. Ama anne ve babamız, eşimiz, arkadaşımız veya tanıdık birisi su verdiğinde hiç tereddüt etmeden içeriz. Neden? Çünkü onları tanıyoruz, güveniyoruz. Binaanaleyh su teklifini kabul etmeyen bir irade uyuşturucu teklifini asla kabul etmez. Bu nedenle uyuşturucu madde tehlikesi hep tanıdık simalardan yani ARKADAŞ'tan gelecektir.
Evet bağımlılık yapar. Esrar, adından da anlaşılacağı üzere kelime manası; sır gizem anlamına gelir. En tehlikeli sinsi bir bağımlılık yapan maddelerin başında gelmektedir. Etken maddesi THC (Delta-9 Tedrahydrocannabinol) denen bir madde yer alır. Genellikle sigara şeklinde kullanılır. İlk kullanımla birlikte vücudun yağlı bölgelerinde; karın, basen, üreme ve beyin hücrelerinde depolandığı için etkisi günlerce haftalarca sürebilir.
Esrar kullanımının psikolojik etkileri ruh haline, alınan uyuşturucu maddenin dozajına, ortama ve geçmiş deneyimlere göre değişkenlikler gösterir. Kısa süreli kullanımlarda hareketlerde, öğrenmede, dikkat gibi işlevlerde dikkat dağınıklıklarının yanında anksiyete, panik atak, paranoya ve şaşkınlığa da yol açabilmektedir.
Bir defa maddeyi aldıktan sonra ikinci bir defa alma riski çok yüksektir. Bir kez çok kezin ilkidir. Bütün uyuşturucu maddeler bir kez bile kullanılmakla birlikte vücutta bağımlılık sürecini başlatırlar. Kullanımı emniyetli hiçbir bağımlılık maddesi yoktur.
Bağımlı yüksek dozda uyuşturucu kullanır ve ölür ölümün adı altın vuruş olmuştur.
Altın vuruş, bağımlı bireyin aşırı dozda uyuşturucu kullanıp ölmesine verilen isimdir.
Bağımlı yoksunluk krizi anında acılarını dindirmek için temin ettiği uyuşturucunun dozunu ayarlayamadan kullandığı yüksek doz sonrası gelen ölümün adıdır.
Uyuşturucu aleminde ise altın vuruş ölümden daha çok, zevkle anılan bir deyimdir. Yani burada kastedilen daha fazla zevktir. Uyuşturucu kullananlar arasında altın vuruş önce zevkle birlikte anılır, daha sonra ölümle...
Yabancıların "golden shot" dediği şey bizde altın vuruş olarak biliniyor...
Gençlerin madde bağımlılığındaki en büyük hatalarından biriside; Ben bağımlı olmam, Benim iradem güçlüdür. Uyuşturucuyu bir kez kullanıp bir daha kullanmam, İstediğim zaman başlar, istediğim zaman bırakabilirim düşüncesidir.
Bu düşünce, kendisine bir yandaş arama çabasından kaynaklanır. Çevresindeki bağımlılık yapıcı maddeleri kullanan kişilerin bu maddelerin zararını görmesi zaman alabilir. Bu nedenle bugün onlara bir şey olmaması, yarın maddelerin zararlarını görmeyecekleri anlamına gelmez. Hayatında ilk kez madde kullanıp ölen bireylerin olduğunu yazılı ve görsel medyadan görebiliyoruz.
Eğer kullanmakta olduğunuz maddeye karşı aşırı bir istek duyuyorsanız, o madde sizi peşinden koşturuyorsa ve birtakım değerlerinizin ve sevdiklerinizin önüne geçmeye başladıysa artık siz bir bağımlısınız demektir.
Birçok hastalığın tedavisinin olduğu gibi bağımlılığının da tedavisi vardır. Tedavi tıbbi ve psikolojik olmak üzere iki boyutta sürdürülür. Arındırmayla başlayan tedavi süreci rehabilitasyon ile devam eder. Bağımlılık tedavisi kullanılan maddenin cinsine, kişiye, kullanım süresinin yoğunluğuna göre farklılıklar gösterirler. Herşeyden önce kişinin maddeyi bırakmasına karar vermesi gerekir. Aile ve çevresinin tedavi konusundaki desteği, zor ve uzun olan tedavi sürecinde başarıya ulaşması açısından büyük önem taşımaktadır
Hayır ceza almaz.
Çünkü, TCK’ın 192/4 maddesi (ETKİN PİŞMANLIK): “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.” Demektedir.
Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunumuzun” etkin pişmanlık” başlıklı 192. Maddesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı suçunu işleyen kişi veya kişilerin etkin pişmanlık hükümlerinden hangi şartların varlığı halinde yararlanabileceği düzenlenmiştir:
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/16 md.) Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.
Bağımlı bireyler AMATEM’lere, Üniversite ve Devlet Hastanelerinde bulunan Bağımlılık Tedavi Merkezlerine giderek muayene olabilirler. Tedavinin şekli ve süresi, muayene sonucunda uzman doktor tarafından belirlenmektedir.
Hayır herhangi bir uyuşturucu madde verilmiyor.
Ülkemizde Ankara’da bulunan Köpek Eğitim Merkezi’nde 10 branşta köpek eğitiliyor. Narkotik, patlayıcı, silah mühimmat, banknot, ve kaçak sigara-çay için dedektör köpekler, kadavra ve canlı insan arama köpekleri, özel operasyon köpekleri, asayiş köpekleri ve koku teşhis köpekleri. Her branşta eğitilen köpeklerin eğitimleri de farklıdır. Patlayıcı dedektör köpeklerine eğitimlerde el bombası, C-4 patlayıcı madde yedirilmediği gibi Narkotik dedektör köpeklerine de eğitimlerde herhangi bir uyuşturucu madde verilmemektedir.
Köpekler yaratılışları gereği insandan 400 ila 600 kat daha koku alma özellikleri vardır. Bu hassas burunları sayesinde eğitimlerde sevdikleri oyuncağın içine (top, kemik görünümlü obje.vs.) uyuşturucu maddeler konularak saklanmak suretiyle bulmaları sağlanıyor. Aslında onlar uyuşturucu maddeleri aramıyorlar. Kaybolan oyuncağını arıyorlar. Bulmaları hiç de zor olmuyor.
HAYIR! böyle bir şey söz konusu değildir. Neticede maddeyi kullanan kişi kim olursa olsun insan olma özelliğini taşıyan her birey mutlaka bağımlı hale gelir. Polis bağımlı olmaz diye bir şey söz konusu olamaz. Bağımlılık yapıcı maddelerin ne kadar zararlı olduğunu bilen Polislerin bu maddeleri tatması mümkün değildir. Bu sadece filmlerde olur. Ayrıca Polisler uyuşturucu maddeler konusunda aldıkları özel eğitim nedeniyle bir maddenin uyuşturucu madde olup olmadığını şekil, renk ve etrafa yaydığı kokudan anlıyorlar. Yakalanan maddelerin kesin olarak uyuşturucu olup olmadığı ise kriminal sonuçlarına göre netlik kazanmaktadır.
“Ebeveynlerin çocuklarını iyi gözlemlemeleri gerekir. "Benim çocuğum yapmaz", “Bizim ailemizde , çevremizde böyle bir şey yok", ‘Özel okulda böyle şey olmaz", ‘Hiçbir şeyini eksik bırakmıyoruzki niye uyuşturucu kullansın" gibi gerekçelerin arkasına saklanmamalı. Zira herkesin çocuğu yapabilir. Bağımlılık ve maddelerle karşılaşma riski herkes için eşittir. Herkesin çocuğu madde kullanabilir. Meslek hayatım boyunca birçok meslek grubunun çocuğunun madde kullandığına şahit oldum...
Çocuğun madde kullanıp kullanmadığını anlamının birçok yolu vardır. Bunlar arasında en kesin sonucu saç, idrar, kan ve tükrük testleri verir. Ama bu yöntemleri önermiyoruz. Madde kullanan bireylerde fiziksel ve ruhsal birtakım değişiklikler meydana gelir. Bunun için küçük ipuçlarımız var. Ama bunların hepsi madde kullanımıyla eşleştirilmez. Yani bunlar okunduğu zaman ‘Eyvah, çocuğum mutlaka madde kullanıyor’ denmemesi gerekir. Belirtilerin çoğu ergenlik dönemine özgü özelliklerle benzerlik göstermektedir. Madde kullanımına özgü belirtilerin çok az olduğuna dikkat edilmelidir. Gençte ortaya çıkan değişikliklerin başka nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalıdır. Şu da hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, Madde kullanımını anlamak hiç de kolay değildir. Özellikle kullanımın erken evrelerinde bunu anlamak çok daha zor olabilmektedir. Madde kullanımını ayırt etmede şu yöntemler kullanılabilir:
Duygu durumunda ani değişiklikler olması
Çocuğunuzu sıkmadan, sevgi ve şefkatli bir yaklaşımla ona daha fazla zaman ayırınız,
Aynı sigara bağımlılığı gibi nargile bağımlılığı da vardır. Çünkü içerisinde sigara gibi tütün vardır. Ayrıca nargilede kullanılan tütün aromalıdır. O aromayı tutturabilmek için tütünün içerisine şeker, aroma gibi birçok katkı maddesi ekleniyor. Bu maddeleri yakmak ve dumanını içimize çekmek kansere neden olabiliyor.Nargilenin içerisinde bulunan su bir nevi filtre görevi gördüğü için nargile kullanan kişiler sigara içen kişilere göre daha az risk taşıdıklarına inanıyorlar.
Yapılan araştırmalara göre nargilenin içerisindeki su filtre görevi görüyor ancak kullanılan tütün özel bir tütün olduğu için içerisinde sigara tütününe göre 10 kat daha fazla nikotin barındırıyor. Bu yüksek nikotin oranı da bağımlılık oranını arttırıyor. Ayrıca nargile içen kişiler duman ile birlikte yanan kömürü de ciğerlerine çekmektedirler. Nargile dumanında kömür ve ağır metaller de bulunmaktadır ve nargileyi içen kişi duman ile beraber bu zararlı maddeleri de ciğerlerine çekmektedir. Nargile içen bir kişinin ciğerlerine çektiği krom, kurşun, arsenik gibi metaller sigara içen bir kişiye oranla çok daha fazladır.
Ortalama bir saatlik bir nargile içimi, 5 paket sigaraya eş değerdir.
Bu da aslında az içildiği ve su kullanıldığı için çok zararlı olmadığı düşünülen nargilenin sigaraya göre çok daha fazla zarara sahip olduğunu gösterir. Nargile dumanının insan sağlığına zararlarının yanı sıra kafeteryalarda içildiği zaman bir günde birden çok kişiye sunulan nargileler aynı zamanda bulaşıcı hastalık riski de taşımaktadır.
Pasif içicilik, başkalarının içtiği sigara dumanına veya sigara dumanı içeriğinde bulunan kimyasal maddelere maruz kalarak soluma durumudur.
Sigara dumanıyla ortama yayılan zararlı maddeler, hem nefes yoluyla, hem de ciltten emilerek kana karışmaktadır. Sigara içmeyen kişilerin yanında içilmese dahi, sigara içen kişinin saçına, cildine ve kıyafetlerine sinen dumandan etkilenebilir
Sigara içen kişi tarafından, sigara dumanının sadece %15’lik bir bölümü solunuyor. Geri kalan %75'i ise dışarıya veriliyor. Bu nedenle de pasif içicilerin zarar görme riski daha yüksektir.
Tütün dumanında bulunan gazlar ve küçük parçacıklar, 60’ın üzerinde kansere neden olucu kimyasal madde içeriyor. Bunun dışında, sigara kullanmayan birisi sigara dumanına maruz kaldığında solunum yolları rahatsızlıkları, gözlerde yanma, öksürme ve burun çekme, baş ağrısı ve dikkat azalması gibi olumsuz etkiler de ortaya çıkabiliyor.
Pasif içici durumuna düşen bireyin çocuk ya da bebek olması ise zararın boyutunu artırıyor. Bu duruma düşen çocuk ya da bebeklerin %50-60’ı ileride solunum yollarıyla ilgili bir rahatsızlık geçirmesi kuvvetle muhtemeldir.
“Ortamda İçilen Her 5 Sigara, İçmeyenlerin 1 Sigara İçmesine Neden Oluyor.
Bu nedenle; "Ben nasıl olsa içmiyorum” deyip sigara içilen ortamda bulunmayın vesselam...
Bir pil vasıtası ile çalışan, içerisinde belli oranda nikotin bulunan bir sıvıyı ısıtarak buharlaştıran ve bunun solunmasına imkan tanıyan sisteme elektronik sigara deniyor. Sigaraya alternatif olarak pazarlanmaya çalışılan e-sigaranın içeriğindeki bazı kimyasallar en az sigaradakiler kadar zararlı.
Elektronik sigara sağlığa zararlı mı?
Bu soru çok net bir şekilde cevaplanabilir. Evet, elektronik sigara sağlığa zararlıdır. Elektronik sigaralar ya da diğer bir değişle e-sigaralar, sigarayı bırakmayı isteyenler arasında giderek popülerleşen bir nikotin alma yöntemidir. Bununla beraber, yapılan araştırmalar elektronik sigara kullanmanın sigarayı bırakmada yardımcı olup olmadığını henüz ispatlamadığı gibi, elektronik sigaranın sağlığa zararlı etkilerini de, her geçen gün açığa çıkarmaktadır.
Yapılan araştırmalarda:
- Aromalı e-sıvı içeren elektronik sigaraların akciğer hücreleri üzerinde; toksisite, oksidasyon ve iltihaplanma dahil olmak üzere bir dizi olumsuz etkileri olduğu,
-Kalp krizi, anjina ve kalp hastalığı riskinde artış ile ilişkili olduğu,
-Dişlerin yüzeyini ya da mine tabakasının üzerini, bakteri geliştirmeye daha yatkın hale getirdiğinden çürük riskini artırabileceği, diş etlerinde, ağızda ve boğazda tahrişi tetikleyebileceği sonucuna varıldığı,
Bütün bunlar haricinde, elektronik sigara, içerdiği kimyasallarla oksidatif strese yol açıp hem hücrede, hem de DNA yapısında zararlara neden olabilir. Bu da kanser gibi hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir.
Toplumda e-sigarayla birlikte nikotin bağımlılığı yeniden arttı. Sonuç itibariye elektronik sigara nikotin bağımlılığını ortadan kaldırmadığı gibi bağımlılık yapıcı bir üründür...
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak için satın alma, kabul etme veya bulundurma (TÜRK CEZA KANUNU MADDE 191.)
Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu işleyen kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ayrıca TCK madde 191/10 da suçun cezayı arttıran nitelikli hali düzenlenmiştir. Bu kapsamda kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan kişinin; bu suçu okul, yurt, hastane ,kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu işleyen kişi için 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (TCK 191/2)
Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile 3'er aylık sürelerle en fazla 1 yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. (TCK 191/3)
Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır. (TCK 191/4)
Şüpheli erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davrandığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
Uyuşturucu madde kullanma suçu kanunen adli para cezasına hükmedilebilecek suçlardan değildir. Uyuşturucu madde kullanımından dolayı verilecek cezanın süresi , cezanın adli para cezasına çevrilmesi için uygun değildir.
Uyuşturucu madde kullanımından dolayı verilen cezanın infazının ertelenmesi mümkündür. Hapis cezasının ertelenmesi için kanunda belirtilen şartların varlığı aranır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin şartlar CMK md. 231’de düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında uyuşturucu kullanma suçundan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde karar verilmesi mümkündür.
Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçuna ilişkin yapılan yargılamalar ASLİYE CEZA MAHKEMESİ'de görülmektedir.